23.09.2023 - Safir Şehir Portalı & Firma Rehberi Teması
REKLAM ALANI

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK VE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi 
Kendini olup bitenden sorumlu tutmaz. “Ali 9 yaşında üçüncü sınıf öğrencisi. Bilgisayar mühendisi olan bir …

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK VE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ
REKLAM ALANI

) Kurallara uyma,
2) Tercihlerin ya da seçimlerin sonucuna katlanma,
3) Diğer insanlara ve onların haklarına hürmet gösterme,
olarak ele alınabilir. 

Ferdî farklılıklar kelam konusu olsa da, sorumluluk kazandırmaya yönelik her sürecin “temel” ve “değişmez” öğeleri vardır. Bunlar; 

  • Bilgilendirme: Çocuğun davranışında istenen değişimin gerçekleşebilmesi için evvel, çocuğun bu değişim hakkında bilgilendirilmesi gerekir. Onun bu değişimi bir gereksinim olarak görebilmesi için, nedenleri hakkında bilgi vermek kıymetlidir. 

Kuralların neden konduğu ve sorumluluğun değeri anlatılmalıdır. Çocuklar, niye kimi işleri yapmak zorunda olduklarını bilirlerse, ne vakit ailelerine yardımcı olmaları gerektiğini, ne vakit bağımsız davranabileceklerini de öğrenmiş olurlar.

  • Takip: Bilgilendirmeden sonra, çocuğun kelam konusu davranışı gösterebilmesi için ona bir mühlet tanınması gerekir. Bu mühlet içerisinde yapılan takip sonucunda sorumlu davranışın ortaya çıkıp çıkmadığına, ne müddette ortaya çıktığına, hangi vakitlerde davranışın yapıldığına/yapılmadığına dikkat edilmelidir. 
  • Geri bildirim: Aşikâr bir müddet sonra gidişat hakkında bilgilendirmek gerekir. Şayet istenen sorumlu davranışın sayısında artış varsa uygun pekiştireçlerle motive edilmeli, şayet beklenen sorumlu davranışın ortaya çıkmasında problemler varsa, bu zahmetler ve muhtemel nedenlerinin çocukla paylaşılması gerekir. 
  • Hatırlatma: İstenen davranış şayet gerçekleşmiyorsa yine hatırlatma sürecine gidilmelidir. Tekrar bilgilendirme ile başlayan bu süreç, davranış oturana kadar devam etmelidir.

Üstte anlatılan bu öğeler, yalnızca sorumluluk kazandırma sürecine ilişkin değildir; temel alışkanlıkların oturmasında, kuralların belirlenmesinde, kısaca yaşantımızı düzenleyecek her türlü tedbirde bulunması gereken öğelerdir ve lakin kararlı ve sabırlı bir tavırla yaklaşıldığında davranışın oturması sağlanabilir.

Sorumluluğun gelişimi çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Lakin, genel gelişim özellikleri açısından değerlendirdiğimizde, çocukların meskende yerine getirebilecekleri sorumluluklarını bilmek, bize beklentilerimizi ayarlayabilmemiz açısından yardımcı olabilir. Çocuklara sorumlulukları öğretirken motivasyonu unutmamak gerekir. Yapması keyifli olan, sonucunda hoş ve övünülecek bir durum yaratan davranışlar ile ilgili sorumlulukları kazandırmak daha kolay olacaktır. Örneğin masayı kurmaya yardım etmek masayı temizlemeye ve kaldırmaya yardım etmekten daha eğlencelidir.
Buna nazaran;

6 yaş;

  •  Tek başına giyinip soyunması,
  •  Sofrada tek başına yemeğini yemesi,
  •  Oyuncaklarını toplayabilmesi,
  •  Üzerinden çıkardığı kıyafetleri yardımla katlayabilmesi,
  •  El-yüz paklığını yapabilmesi,

7 yaş; (yukarıdakilere ek olarak)

  •  Çantasını hazırlaması,
  •  Başladığı işi bitirmesi,
  •  Kuş, balık üzere hayvanları beslemesi,
  •  Proje ve ödevlerini hazırlaması,
  •  Dişlerini fırçalaması,

8 yaş; (yukarıdakilere ek olarak)

  •  Hatırlatmadan öz bakımını yapması ve odasını toplaması,
  •  Okuldan gelen bildirileri iletebilmesi,
  •  Dersleriyle ilgili sorumlulukları alabilmesi,

9-11 yaşlar ortası; (yukarıdakilere ek olarak)

  •  İlgilerini belirleyip, vakit planlaması ve günlük programlar yapabilmesi,
  •  Zamanını âlâ kullanması,
  •  Ev dışı yakın yerlere gidip gelmesi,
  •  Arkadaşlarıyla güzel ilgiler kurması,
  •  Alışveriş yapması.

Sorumluluk duygusu her ne kadar bir ekip vazifeleri yerine getirmek için gerekli bir maharet üzere düşünülse de aslında bireyin kendi hünerlerini geliştirmesi, davranışlarının sonucunun farkında olması ile ilgilidir. Sorumluluk duygusu ile özgüven gelişimi ortasında epeyce güçlü bir bağ vardır. Kendi muhtaçlıklarını tek başına karşılama hünerini kazanan çocuğun ebeveynlerine yahut öbür yetişkinlere duyduğu bağımlılık giderek azalır. Davranışlarının sonucunu yaşadıkça, gelişen marifetlerini kullandıkça çocuğun kendine olan inancı artar. Marifetlerini kullanması ve geliştirmesi için fırsat verilmeyen çocukların yeterlilik duygusu ve özgüven gelişimleri de hudutlu kalır.

Çocuklara Sorumluluğu Ne Vakit ve Nasıl Öğretmek Gerekir? 

Birinci adımlar zordur fakat çocuklar kendi başlarına muhtaçlıklarını karşılayabildiklerini fark ettikçe kendilerine olan inançları artacaktır.

Aslında bu sorunun karşılığı gelişim devirlerinde saklıdır. Anne-baba olarak çocuğunuzun yapabileceği her şeyi kendi başına başarması için ona fırsat verin. Maharetler kullanıldıkça gelişir. Yemek yiyebilen bir çocuğa yemek yedirmeye devam etmek hem onun hünerinin gelişmesine hem de yeterlilik hissine ziyan verebilir. Zira nasıl bizler bir işi başardığımızı görmekten zevk alırsak birebir keyif alma duygusu çocuklar için de geçerlidir. Anne baba olarak onların bu keyfi tatmalarına takviye olmak değerlidir.

Sorumlulukların kazanılmasında anne-babaya düşen bir başka rol ise, istenilen davranışları sergileyen bireyler olmalarıdır. Çocuklar çok yeterli müşahede yeteneğine sahiptirler. Anne-babanın çocuklarına öğretmek istedikleri davranışlar için model oluşturması tesirli bir formüldür. Şayet anne-baba günlük hayat ile ilgili sorumlulukları zorla, isteksizce gerçekleştiriyor ya da aksatıyorlarsa çocuk için de sorumluluklar kaçınılması gereken durumlar manasına gelecektir.

Çocuklar “yaşayarak-yaparak” öğrenirler. Bu nedenle sorumluluk hissinin gelişmesinde en tesirli sistemlerden biri çocuğun davranışının sonucunu yaşamasına fırsat vermektir. Anne-babalar ekseriyetle çocuklarını olumsuzluklardan koruma içgüdüsüyle hayatı çocuklar için kolaylaştırmaya çalışırlar. Tüm bunlar kısa vadede çocuğu olumsuz sonuçlardan korur gibi görünse de uzun vadede maalesef kişilik gelişimini, özgüven oluşumunu olumsuz olarak etkileme riskini taşırlar. Biri her gün sizin için işlerinizi yapsa siz işinizi yapmak için çaba gösterir miydiniz? Çocuklar da doğal olarak anne-baba tarafından desteklenen becerilerini geliştirmeye ihtiyaç duymazlar, daha doğrusu duymuyor gibi görünürler ama bir gün anne-baba desteğini azalttığında o zaman büyük zorluklar yaşarlar. Çünkü zamanında gelişmeyen becerileri sonradan kazanmak için çok daha fazla emek harcamak gerekir. Her yeni beceri başta acemice girişimlerle başlar. Bu nedenle çocukların sorumlulukları öğrenirken zamana ve anne-babanın sabrına ihtiyaçları vardır. Yemeğini kendi başına yemeğe başladığında döküp saçması normaldir ya da bardağı taşırken elinden düşürmesi. Bu tip durumlarda anne-babanın eleştirel davranması “bırak dökeceksin, sen yapamazsın” gibi geri bildirimler vermesi ya da daha hızlı sonuçlar istedikleri için kendilerinin yapmaları sorumlulukların kazanılmasını engelleyebilir.

ÖNERİLER…
Olumlu geri bildirim: Her yeni davranışın öğrenilmesi ve tekrar edilmesi ve pekişip alışkanlık haline gelmesi için olumlu geri bildirime ihtiyaç vardır. Anne-babanın ilgi ve onayı istenilen davranışların öğrenilmesinde anahtardır. Çocuklar her zaman olumlu ilgiden destek almazlar bazen anne-babanın kızdığı onaylamadığı bir davranışı yaparak, olumsuz ilgi alarak istemeyen bir davranışı sergilerler. Çocuklara ne yapmamaları gerektiğini değil de, ne yapmaları gerektiğini söylemek burada önem kazanır. Olumsuzdan gitmek olumsuz davranışı istemeden pekiştirmeye neden olabilir. Oysa iyi, doğru ve gerekli olduğunu düşündüğümüz davranışları fark etmek ve enerjiyi bunları övmek için kullanmak daha verimli olacaktır. Çocuklar anne-babalarının ilgi ve onayını isterler. Olumlu davranışa odaklanmak, olumlu davranışla ilgili geri bildirimler vermek istenilen davranışı geliştirmenin en etkili yoludur. Eğer çocuğunuza kardeşini ağlattığında kızmak yerine onunla sakin bir şekilde oynadığı anda ilgi gösterirseniz istenilen davranışa ilgi göstermiş olursunuz. Bu tabi ki olumsuz davranışa izin vermek anlamına gelmemelidir. Sadece gelişmesini istediğimiz davranışı desteklemeniz,
pekiştirmeniz gereklidir.

Bütünü parçalara bölmek: Çocuğunuza öğretmek istediğiniz davranış ne olursa olsun mümkün olan en basit basamaktan başlayın. Bir yetişkin bile dağınık bir odaya girdiğinde nereden başlayacağını bilemeyip umutsuzluğa düşebilir. Eğer çocuğunuzun odasını toplamasını istiyorsanız öncellikle işleri basamaklandırın. Birinci basamak oyuncakları kutularına yerleştirmek, ikinci basamak kirli ve temiz çamaşırları ayırmak, kirlileri kirli sepetine, temizleri ait oldukları yerlere yerleştirmek olabilir.

Seçme sansı vermek: Çocukların kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarını
sağlarsanız verdikleri kararlar ile ilgili sorumluluk almalarına ve kendilerine olan güvenlerinin gelişmesine yardım edersiniz. Kendileri için uygun olanı seçme becerisini kazanmaları önemlidir. Ayrıca alternatifler arasında seçme şansları olduğunda alınan kararı benimseyip uygulama olasılıkları daha fazladır. Tabi ki seçim yapılacak alternatifler anne baba tarafından belirlenip sınırlandırılabilir.

Her şeyin bir yeri olsun: Evdeki her eşyanın belli bir yeri olduğunu bilmek çocukların etrafı düzenli tutmasına yardımcı olabilir. Neyin nerde olduğunu bilmek çocuğa güç verir. Düzenli bir ev ortamı çocuğun düzenli olmayı öğrenmesinde etkilidir. Ancak daha da önemlisi bu düzenin sağlanmasında çocuğun da rolü olmalıdır. Kirlenen pantolonunu kirli sepetine atmak, okuduğu dergiyi gazeteliğe koymak, meyve suyu şişesini tekrar buzdolabına kaldırmak gibi günlük hayata dair işlerde çocukların da sorumlulukları olmalıdır.

Model olma: Birçok davranışta olduğu gibi sorumluluk bilincini kazandırma sürecinde yetişkinlerin örnek davranışları önemlidir. Yetişkinlerin kendi yaşantılarına ait sorumluklara gereken özeni göstermeleri, çocukların dikkatini çeker ve onların tutumlarını gözlemleyerek daha iyi öğrenirler.

Evdeki yardımcının rolü: Ev işlerine yardım eden kişilerin de çocukların sorumluluk bilinci kazanmasında etkisi vardır. Eğer her gün biri yatağını topluyorsa uzun yıllar yatağını toplamayı öğrenmeye gerek duymayacaktır. Bu konuda hem yardımcınız hem de çocuğunuzla konuşarak sorumluluk alanlarını netleştirin.

Bireysel sorumluluktan sosyal sorumluluğa: Çocuklarda sorumluluk bilincini geliştirmek için, küçük yaştan itibaren önce,
• Kendi ile ilgili sorumlulukları öğrenmesini desteklemek (çıkardığı kıyafetleri katlayıp yerine koymak, oyuncak ya da eşyalarını kullandıktan sonra yerlerine kaldırmak)
• Daha sonra ev ile ilgili sorumlulukları paylaşmasını beklemek (yemekten sonra tabağını lavoboya koymak vb)
• Son olarak da sosyal sorumluluklar konusunda model olmak (ağaç dikmek, ihtiyacı olanlara yardım etmek, yerlere çöp atmamak) sorumluluk bilinci kazandırmak için önemli adımlardır. 

Söylemeye Gerek Yok:

• Dolan çöp kovası boşaltılır.
• Sofra kurulmasına yardımcı olunur.
• Kirli çamaşırlar sepete koyulur.
• Bilgisayardan önce ev ödevleri bitirilir.
• Herkes kendi odasını düzenli tutar.
• Telefon konuşmaları 5 dakikayla sınırlıdır vb.

ÖZGÜVEN

Özgüvenli çocuklar yetiştirmek hepimizin isteğidir. Özgüven, kişinin yapabildikleri ve yapamadıklarıyla, olumlu ve olumsuz duygularıyla, yetenekleriyle, korkularıyla, kendini doğal olarak kabul edebilmesi ve kendiyle barışık olmasıdır.

Bireyin sahip olduğu özgüvenin doğuştan mı geldiği yoksa sonradan mı kazanıldığı birçok bilimsel araştırmalara yön veren bir tartışma konusudur. Hepimiz belli kişilik özelliklerini geliştirmeye yönelik olarak dünyaya geliriz. «İçedönüklük» ve «dışadönüklük» de bu kişilik özelliği kategorilerinin arasında yer alır. Her ne kadar dışadönük çocukların özgüvenin daha yüksek olma olasılığı olsa da, «dışadönüklük» genlerinin bazı çocuklarda doğuştan var olması ileride tam anlamıyla özgüvenli olacaklarının garantisi değildir. Bunun yanında doğuştan içedönük ve sakin çocuklar özgüven sıkıntısı çeker diye birşey de yoktur.

Her bebek doğduktan sonraki birkaç haftada isteklerini talep etme konusunda oldukça
rahattır. Ancak keşke her çocuk 5 yaşına geldiğinde de aynı şeyleri söyleyebilseydik. Bireyin
karakteri ve davranışlarının önemli bir kısmı doğuştan belirli olmasına karşın önemli bir bölümü de çevresel etkenlerle şekillenmektedir. Dolayısıyla özgüvenin edinilmesinde doğuştan getirdiğimiz özelliklerden ziyade özgüvenin sonradan nasıl kazanıldığı özellikle merak konusu olmaktadır. Çocukların, ideal olarak, içlerindeki maceraperest ruhu tatmin edebilecekleri, hiçbir kısıtlama olmadan araştırabilecekleri bir çevreye gereksinimleri vardır. Bugünkü koşullarda ortalama bir evde çocukların cesaretinin koşulsuz olarak kısıtlanacağı bir gerçek, ama çocukların merak duygusu ve özgüveninin gereksiz birtakım tehlike ve sınırlamalar nedeniyle engellenmesini de önlemeniz gerekir.
 

ÇOÇUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN BAZI ÖNERİLER 
• Çocuğa sınırların belli olduğu ve sevginin açıkça ifade edildiği olumlu bir ev yaşamı sağlanmalıdır. Böyle bir ev ortamında yetişen çocuğun, hem akademik, hem de kişisel özgüveninin temeli oluşturulmuştur. 
• Anne-babanın çocuğundan beklentileri onun yetenekleri ve yapabilirliği ile kıyaslandığında gerçekçi olmalıdır. 
• Okulla ilgili yetersizliklerinden çok başarılarının üzerinde durulmalıdır. Bir dersten aldığı düşük bir not, diğer dersteki çalışma ve başarısını gölgelememelidir. 
• Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne-babası tarafından, “Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum”, “İyi çalışman beni mutlu ediyor” gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek, mücadele gücünü geliştirecektir. 
• Başarıları kadar gösterdiği gelişme ve ilerlemeler de çocuğun dün yapamadıkları ile bugün yapabildikleri karşılaştırılarak somut olarak ortaya konmalıdır. 
• Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, kendi başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır. 
• Sosyal becerilerini geliştirmek için sorunu onun adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır. 
• Başladığı işi bitirmesi konusunda motive edilmeli, destek ve model olunmalıdır. 
• Başarısız olduğunda nedenlere birlikte bakıp daha sonraki denemeleri için yüreklendirilmeli, mücadele etmesi sağlanmalıdır. 
• Çocuğun; duygu, düşünce ve inançlarını; açık dürüst ve başkalarının haklarını ihlal etmeden, karşısındaki kişiyi aşağılamadan ve incitmeden ifade etmesi sağlanmalıdır. 
• Duygularını ifade etmesi, yaşadıklarını paylaşması konusunda ona model olunmalıdır. Konuşmaya başladığında onu sonuna kadar dinlemek, onun anlatmak konusundaki motivasyonunu ve kendini ifadesini arttıracaktır. 
• Çocuk haklı olduğunda haklılığı vurgulanmalı, haksız olduğunda hataları ve nasıl düzeltilebileceği konuşulmalıdır. 
• Kendi kararlarını verebilmesi için uygun ortam yaratılmalı ve tercihlerinin sonuçlarına katlanması sağlanmalıdır. 
• Evde düzenli olarak belli konularda sorumluluk alması sağlanmalı ve aldığı sorumlulukları yerine getirip getirmediği izlenmelidir. 
• Çocukla konuşurken yere çömelmeli ve onun göz seviyesine inilmelidir; bu ona önemli olduğu mesajını verir. Onun da diğer kişilerle iletişiminde göz teması kurmasına özen gösterilmelidir. 
• Çocuğun mümkün olduğu kadar farklı sosyal ortamlarda bulunması sağlanmalı, değişik insanları, çevreleri ve ortamları tanıması için fırsat verilmelidir. 
• Girdiği farklı sosyal ortamlarda başarabileceği görevler alması sağlanmalıdır. 
• Çocuğun zamanını verimli kullanması için onu yönlendirmek gerekir. Kendi kendisini meşgul edebileceği konular konusunda rehberlik edilmeli, kendine yetebildiğini görmesi sağlanmalıdır. 
• Hoşlandığı, başarılı olabileceğine inandığı, yetenekli ve ilgili olduğu alanda bir hobi edinmesi sosyalleşmesi ve özgüveninin gelişmesi açısından önemlidir. 
• Ailedeki tüm bireylerin, kişisel sorunlarını, aile içi sorunlarını, başlarına gelen iyi-kötü olayları konuşup paylaşabildiği ortamlar yaratılmalıdır. Bu toplantılar aile içi uyumu ve huzurlu birlikteliği geliştirecektir. 

Tüm bunlar çocuğun sosyalleşmesine ve özgüveninin gelişmesine yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki özgüven gelişimi bir süreçtir. Tek bir doğru davranışla harika sonuçlar elde edemeyeceğimiz gibi tek bir yanlışımızla da yerle bir olmayacaktır. Gelişim süreci içerisinde çocuk pek çok sorun durum ile karşılaşacaktır. Sizlere düşen görev çocuklarınızın kırılganlıklarını törpüleyerek sorunlarla baş etme becerilerini güçlendirmektir.

Kaynak Site Adı
Doktor Takvimi
https://www.doktortakvimi.com/blog/cocuklarda-sorumluluk-ve-ozguven-gelisimi

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ