Bebek ile Başlayan Evlilik Sorunları

etleri de bulantı, kusma, baş ağrıları,

halsizlik, el ayak şişmeleri, vb.  bu devirde başlar. Anne adayları kilo alır hatta

birçoğu kendini berbat hisseder bu devirde. Lakin bunlar yalnızca fırtına öncesi

sessizlik olarak da isimlendirilebilir. Asıl şiddetli periyot, bebeğin dünyaya gelmesi ile

başlar.

Aileye yeni gelen bebeğe alışmak, tıpkı vakitte anne ve babalığa alışmaktır. Artık

çiftlerin meskeninde sabah kalktıklarında ağır, koşuşturmalı bir gün başlar. Çoklukla

baba işe giden, anne ise konutta bebeğe bakandır. Çalışan bayan için bu periyot daha

da zordur. Hem bebeğine hem konut bayanı vazifelerine hem de artık çalışmayan bayan

olmaya alışması gerekmektedir. Birçok bayan için bu süreçte meskende olmanın

hasretinden bahsedebilir ancak çalışmaya alışmış bayan için meskende olmak, o kadar da

kolay değildir. Bir de bu sürece KUSURSUZ ANNELİK, HARİKA MESKEN

KADINLIĞI VE HARİKA EŞ olma gayretleri eşlik ederse bayanın korkusu artar ve

kendini gerçekleştirmesi imkansız bir döngünün içinde bulabilir. Bu HARİKA

BAYAN hiç birşeyi yetiştirememekten, konutta ziyadesiyle yorulduğundan kendine vakit

ayıramamaktan, duş almaya bile fırsat bulamamaktan, meskenin daima dağınık

olmasından, bebeğin ne kadar yemek yediği, hangi saatte ne yiyeceğinden, hangi

saatte uyuyacağından ve bunlar gerçekleşmez ise bütün nizamın bozulduğundan

bahsedendir aslında. HARİKA BAYAN yoktur. Bayan herşeyi eksiksiz

yapmaya çalıştıkça, daha çok eksik, daha çok yapılamayan iş, daha fazla suçluluk ve

daha fazla anneliğini sorgular bulabilir kendini. Eksiksiz olmaya çalışmaktan

kaçınmalı, kendine vakit ayırmakla birlikte sorumluluklarını mümkün olduğunca

yerine getirmeye çalışmak, aslında rutinin sağlıklı işleyebilmesi için kafidir.

Anne-babaları bekleyen en kuvvetli mevzulardan biri ise mesken içi yükümlülüklerin artması ile

bir arada sorumlulukların da değişmesidir. Bebeğe hoşgeldin demek isteyen konuklar

vardır listede. Meskenin derli toplu ve pak olması, gelen konuklara ikram edileceklerin

hazırlanması, bir yandan da bebeğin bakımı karşılaşılan birinci sıkıntılardır. Bu süreçte

yeni annelere verilecek dayanak çok önemlidr. Ancak verilecek dayanağın yeni anne-

babaların hudutlarını ihlal etmeden yapılıyor olması da dikkat edilmesi gereken

konulardandır. İlerleyen vakitlerde ebeveyn olarak da sorumluluklar artar. Rutine

giren bebek bakımı ve uykusuz geceler, anneleri en çok zorlayan mevzulardan biridir.

Bilhassa emzirme devrinde bebekler geceleri sık sık uyanıp, anne ve babalarını da

uyandırırlar. Birçok ebeveyn bu devirde hayatlarını kolaylaştırmak ismine bebeklerini

odalarına hatta yataklarına alırlar. Bu karar, bilhassa annelerin hayatlarını

kolaylaştırsa da, uzun vadede çift ilgisini olumsuz etkileyen bir faktör haline de

gelebilir. Uyku sorunu yaşayan bebek annelerinin bebekleri uyuduğu vakti uyku

ile değerlendirmeleri çok kıymetlidir.  

Bebek sonrası terapiye gelen çiftler ortasında en yaygın görülen tartışma

bahislerinden biri de, eşlerinin yeni annelere yardım etmemeleridir. Bebekler birinci

periyotlarında annelerine büsbütün bağımlıdır. Birçok baba bu devirde kendini

dışlanmış hissedebilir. Lakin babaların dışarıda kalmasını sağlayan yalnızca

dışlanmışlık hissi değil, tıpkı vakitte ne yapacağını bilememesi de olabilir. Bayan

yardım daveti yaptığında istediği takviyesi eşinden alamaz ise anlaşılmadığını

hissederken, erkek alışmadığı konut içi ekstra vazifeler nedeniyle çaresizlik hisleri ile

baş etmeye çalışır. Sorumlulukların tekrardan gözden geçirilip gerçekçi bir halde

dağıtılması değerlidir. Eşlerin birbirlerine yardım etmesi kadar dışarıdan alınacak

yardım da göz önünde bulundurulmalıdır.

Çift terapisinde gözlenen bir öteki kıymetli mevzu ise aileye yeni katılan bebek

sonrasında eşlerin hala çift olduklarını unutmalarıdır. Bebekle birlikte hayata bakış,

öncelikler, beşerlerle bağlantı, konuşulan mevzular da değişmeye başlar. Çiftler kendi

ortalarında daha evvel konuştukları bahislerden çok bebek bugün bunu yaptı, bebeğin

şuyu eksik üzere mevzuları konuşmaya başlarlar. Çok süratli bir formda toplumsal hayat da

değişmeye başlar. Dışarı çıkmak için hazırlık süreci gereklidir artık. Gidilecek ortam,

görüşülecek şahıslar de değişmeye başlar. Çocuklu ailelerle görüşme tercih haline

gelmekle birlikte gidilecek yerin havadarlığı, gürültü düzeyi, yemekleri üzere hususlar

da kıymetli olmaya başlar. Artık daha çok detay düşünmek ve dışarı çıkabilmek için

daha çok uğraş sarfetmek gerekmektedir. Çiftlerin baş başa kalma imkanları da

azalmaktadır. Bilhassa bebek uyuduktan sonra eşlerin kesinlikle birbirlerine vakit

ayırmaları, bebek harici mevzularını konuşmaları ve çift olma hallerine dönmeleri

gerekmektedir. Unutulmaması gereken nokta şudur: Bebek bakımında olduğu üzere çift

bağlantılarının sağlıklı sürdürülebilmesi de emek istemektedir.

Doğum sonrası çiftlerin yaşayabileceği bir sorun de cinselliktir. Lohusa ismi verilen

doğum sonrası birinci 6 haftalık süreçte, bayanda kanamalar başlar. Lohusa periyodu,

bayanın rahminin toparlandığı periyottur. Bu yüzden cinsellik tavsiye edilmemektedir.

Fakat bu süreç sona erdikten sonra da birçok bayanda cinsel

isteksizlik gözlenmektedir. Hamilelikte alınan kilolar, doğum öncesi bağ odaklı

hayatın doğum sonrası çocuk odaklı yaşanmaya başlanması, geceleri sık sık

uyanmalar, rutin yorgunluk üzere faktörler bayanın cinsel isteksizliğine yol

açabilir. Emziren bayanlarda prolaktin hormonunun yükselmesi, östrojen ve

progesteron hormonunu baskılamakta ve hasebiyle vajinada kuruluk ve cinsel

isteksizlik yaratabilmektedir. Bu türlü bir süreçte erkeğin yaşayabileceği sıkıntılar da göz

arkası edilemez. Birçok erkek, bayanı artık eşten çok anne olarak görmektedir. Emziren

bayanların cinsel bağlantı sırasında göğüslerinden süt gelmesi hem bayanı hem de erkeği

etkileyebilir. Ayrıyeten bayanlarda cinsel münasebet esnasında genital bölgenin yeteri kadar

ıslanmamasından ağrı hissedilebilir. Bu tip durumlar, bayanlarda vajinusmus üzere

sorunlara yol açabilir. Bayan ya da erkekte cinsel isteksizliğin devam etmesi

durumunda, kesinlikle cinsel terapiye başvurulmalıdır.

Aileye yeni bir bireyin katılması gerilimli bir periyottur. Bu sürecin gerilimini bütün anne

ve babalar yaşar. Birçok aile bu süreçten yaralanarak çıkmaktadır. Bu sürecin daha

sağlıklı geçebilmesi için yapılacaklar, gerilimi seviyesini azaltır lakin tekrar de bu

devrin çok kolay geçmeyeceği bilinmelidir. Çiftlere “tartışmayın” demek yerine

“tartışmalarınızı alevlendirmeyin” demek daha doğrudur. Alışılmış ki tartışmalar olacak…

Bu tartışmalarda birbirlerini suçlamak yerine bu sorumluluklarla nasıl

başedebileceklerini, birbirleri için neler yapabileceklerini konuşmaları daha sağlıklı bir

adımdır. Çocuk bakımı zordur, yıpratıcıdır. Lakin alevli tartışmaların bu süreci daha

da zorlaştıracağı unutulmamalıdır. Dışarıdan gelecek yardımlar da çok değerlidir. Aile

büyükleri yeni ebeveynlere kucak açarlarsa hayatlarını kolaylaştırabilirler. Lakin

burdada dikkat edilmesi gereken konu, yeni ebeveynlerin talep ettiği kadarını

vermektir. Bu zorlayıcı süreci kolaylaştırmak sabır ve emek ister. Şayet çıkmaza

girdiyseniz, bekleyip vaktin ne göstereceğine bakmak yerine, aile

danışmanlığına başvurmak ve dayanak almak çok daha olumlu sonuçlar almanızı

sağlar.

Kaynak Site İsmi
Hekim Takvimi
https://www.doktortakvimi.com/blog/bebek-ile-baslayan-evlilik-problemleri