Her Aldatma Yaşanan Evlilik Bitmeli Mi?

net etmiştir. Hem öfkelidir, hem hüzünlü, hem kederlidir.

Bozulan itimat hissini tekrar inşa etmek bir münasebetteki en sıkıntı durumlardan biridir. Kırılan inanç hissinin sonrasında, çiftin paylaşımları, bağlantısı cinsel ömrü ziyan görür. Evlilik tahminen aldatılan kişi için artık anlamsız gelmeye başlar. Pekala, aldatılmak her şartta ve durumda evliliğin sona ermesini mi gerektirir? Bir çift/evlilik terapisti olarak bu soruya “hayır” karşılığını vermek isterim. Kendi terapi ofisimde şahit olduğum bir çok durum, şayet eşler ortasında sevgi büsbütün bitmemişse, çiftin ele ele verip, emek göstererek eskisinden daha güçlü ve samimi bir ilgi seviyesine geçebildiğini gösteriyor. Bu noktada, her aldatan kişi birebir maksatla ve motivasyonla aldatıyor diyemeyiz. Aldatmaya yol açan bir çok faktörden kelam edilebilir.

En yaygınları şu biçimdedir:
• Duygusal faktörler
• Fizikî faktörler

Duygusal faktörler
Aldatan kişi sıklıkla şu cümleleri kurar:
“Çok yalnız hissediyorum”
“Eşim beni hiç anlamıyor”
“Eşim benimle ilgilenmiyor”
“Eşimle hiçbir şey paylaşmıyoruz”
Bu hisler ve fikirler bir mühlet sonra uzaklığa yol açıp, içsel bir öfke doğurabiliyor ve kişinin bu gereksinimlerini diğerinden karşılamasına yol açabiliyor. Kişi çoğunlukla kendisi de farkında olmaz öfkesinin, kederinin, birikmiş hayal kırıklıklarının onu diğerine yönelttiğinin. Hatta, sıklıkla bu yeni şahsa aşık olduğunu bile hissedebilir fakat bu kişi aslında yalnızca onun çok vakittir ihmal edilmiş sevilme, kabul görme muhtaçlıklarını karşılayan bir figürdür.

Fizikî faktörler
Bazen uzun müddetli beraberliklerde şöyle bir yanılgı oluyor. Yıllar geçse de, cinsel çekimin, heyecanın, alınan hazzın tıpkı kalacağına dair bir inanç. Birinci etaptaki o yüksek hisler birlikte vakit geçirdikçe, mühlet ilerledikçe yatışır. Bu, hislerin büsbütün bitmesi manasına gelmez, yalnızca yoğunluk azalır. Şayet evlilik hayatı rutin bir biçimde gidiyorsa, iki taraf da, nasıl olsa evliyiz, beraberiz diye cinsel hayatlarını da rutin bir biçime sokmuşlarsa, cinsel ömür da monoton algılanır. Bu da bazen (çoğunlukla da erkeklerin) evlilik dışı beraberliklere yönelmesine yol açar. Meğer ki, şayet eşler kendi ortalarında cinsel ömürlerini açık bir halde konuşabilseler, heyecanı faal tutmanın yollarını düşünüp, bağlarına yenilikler katsalar doyumlu bir cinsel hayatları süreğen biçimde olabilir. Bu bağlamda, açık irtibatın değeri tekrar karşımıza çıkıyor. Mevzu ne olursa olsun eşler evlilik ömürlerinde her vakit kendilerine ortada sırada dönüp, “mutsuz olduğum şeyler var mı, gereksinimlerim neler” sorularını sormalı ve partnerlerine dönük beklentileri, istekleri varsa onla paylaşmalıdır. “Söylersem kızar mı, bozulur mu, ayıp olur mu” biçiminde düşünmek ve beklentilerini, muhtaçlıklarını içine atmak, o münasebet için olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

Kaynak Site İsmi
Hekim Takvimi
https://www.doktortakvimi.com/blog/her-aldatma-yasanan-evlilik-bitmeli-mi